Namaz
Vikipedi, özgür ansiklopedi
İnanç Esasları |
Allah'ın Birliği - Tevhid Melekler • Kitaplar Peygamberler • Ahiret Kaza ve Kader |
Temel İbadetler |
İnancın Açıklanması Namaz • Oruç Hac • Zekât |
Önemli Kişiler |
Muhammed |
Metinler, Tarih ve Sistem |
Kur'an • Hadis • Şeriat İslam hukuku • Teoloji Muhammed'in Hayatı Mekanlar • İslam felsefesi |
İslam'daki mezhepler |
Siyasi mezhepler İtikadi mezhepler Fıkhi mezhepler • Sufizm |
Toplum |
Sanat • Mimari Bilim • Takvim Dini Kişilikler İslam'da Kadın Politik İslam • Cihad Liberal İslam |
İslam Portalı |
Namaz, İslam dininde bir ibadet. Kur'an'daki adının kısaltılmış hali, yaygın kullanımdadır Salut صلوت, Arapça'daki adı Salat صلاة.
Konu başlıkları |
[değiştir] Tanım
Namaz kılmak, (Arapça:( اقامةالصلاة ), (Kuran Arapçası: اقامت الصلوت) , yani ikametü's-salat, Kur'an Arapçası'nda "aqımet al salut/iqamet el salut". Bir Kur'an kavramı olan ve Türkçe'ye pek çok dini kavramda olduğu gibi Selçuklular'ca Hintçe'den Farsça'ya geçmiş bir sözcük olarak İran'daki ateşetapanların "ateş önünde eğilmek" anlamına gelen "namaz नमाज़ نماز " kelimesi nedense salat kelimesi yerine kondu, islamın beş şartından biridir. "Salat" kendi başına genel anlamda “dua”dır, Arapça sözlüklere göre kelime İbranca/İbranice ve Süryanca/Süryanice " צלותא ܨܠܘܬ saluta,tsaluta, tsaluta" kelimesinden gelmedir, Arapça değildir. Salat kelimesinin çoğul/çokluk durumu olan "صلوات salavat" Kur'an'da kiliseler anlamına da gelir.
Abdest, Boy abdesti, Namaz kılmak, Hac, Umre, Zekat, Oruç... nüsükler/mensekler (kulluk yöntemleri) İbrahim SS (Abraham אברהמ) tarafından önerilip, Rahman tarafından kabul edilmiştir. Kur'an'da bu kulluk yöntemlerinin İbrahim SS'dan önceki kavimler için hiç geçmemesinin sebebi budur. Bakara Suresi, 128, Enbiya Suresi, Bakara Suresi,72,73, 183 Hac Suresi, 27
[değiştir] Namaz
Namaz, bir takım şartları yerine getirmek suretiyle belli vakitlerde eda edilen, iftitah tekbiri "Allahu Ekber اللاه اكبر" ile başlayıp Kıyam (ayakta durmak,dikilmek), içinde Kırâat'ın ( Kur'an'dan kolaya gelenin okunması Müzzemmil Suresi, 20 ), Rüku (dik durma-dikilme durumunu bozma, kamburlaşma,eğilme) ve Secde (yere kapanma), Ka'de (oturuş) şartları/farzları olan, içinde Tesbihat "Sübhan Allah سبحان اللاه, Sübhane Rabbiye'l A'la سبحان ربي ال اعلى , Sübhane Rabbiye'l Azim سبحان ربي ال عظيم " olan selam "selam سلام" ile sona eren özel bir ibadettir.
[değiştir] Namaz kılmak Muhammed'e ne zaman farz kılındı?
Yaygın yanlışa göre; Hicret'ten bir buçuk sene önce Miraç gecesinde farz kılınmıştır. Oysa bütün kaynaklara göre "abdest ayeti" Maide Suresi , 6 Medine'de gelmiştir ve bu ayette "namaz kılmak" için "abdest ya da teyemmümü" şart koşmaktadır, dolayısıyla "namaz kılma" emri, ancak Medine'de gelmiştir. Kimi İslam Tarihçilerinin, meselâ M. Asım Köksal, Peygamber'in Mekke'de iken 3 vakit namaz kıldığını yazmaları kendilerinin de deyimiyle tahminden ibarettir, Dünya'nın en eski kiliseleri Hatay ve Mardin'deki Süryani kiliseleridir ki, buralarada hala 3 vakit namaz kılınır, İslam tarihçileri/siyercilerin buna göre bir tahminde bulundukları anlaşılıyor. Yahudiler'in Danyal Kitabı'nda da Danyal'ın günde üç kez namaz kıldığı yazılıdır. (Daniel, 6/10) Yahudi kitabındaki bu ayette namaz kılmasını ifade eden sözcük, Kur'an'da Maide Suresi 4. ayette olduğu gibi "musalli مصلى םצלי" sözcüğüdür.
Bunun gibi bir yaygın yanlış da Cuma Namazı için, Hicret sırasına emredildiğidir. Oysa gene bütün kaynaklara göre Cuma namazı'nı emreden ayet Cuma Suresi içindedir ve bu sure son gelen 4 sure içindedir ki bu da Cuma namazı'nın Medine'de ve Peygamber'in son yılında geldiğini açıkça gösteriyor.
[değiştir] Namaz vakitleri
- Sabah Namazı'nın Vakti: Fıkıhçılar hem, sabaha karşı tan yerinin ağarmaya başlamasından, güneşin doğmasına kadar olan zamandır demelerine rağmen hem de hadis ve fıkıh kitapları öğle vaktine dek kılınacağını yazarlar. 49.5° enleminin kuzeyinde bu ölçüt yılın altı ayında geçersizdir, buralarda altı ay boyunca gündoğumu olmaz. Dolayısıyla Allah bunu bilmiyor olmayacağından, yanılan fıkıhçılardır, fıkıhçılar Kur'an yerine uydurma hadislere göre ölçüt belirlemişlerdir.
Kur'an'daki adı (صلوت ال فجر ) "Salut el Fecr" Nur Suresi, 58, Kur'an'a göre vakti (=sınırlı süresi); Gündoğumundan (tulû') önceki tan ağarması (alacakaranlık, şafak sökmesi, şafak atması) ile Güneş'in en tepede olduğu an (öğle anı) arası. Hud Suresi, 114 Bakara Suresi, 187 Bakara Suresi, 238 İsra Suresi, 78
- Öğle Namazı'nın vakti : Güneş tam tepemize gelip, gölge, doğu tarafına geçmeye başlamasından günbatımından (gurup) sonraki alacakaranlığa değin kılınabilir. Fıkıhçılar ise Kur'an'ın bu açık tanımna rağmen iki farklı görüş belirtirler; her şeyin gölgesinin bir veya iki misli oluncaya kadar devam eden zamandır. Fıkıhçılara göre adı "Salatü'z Zuhr" dur. Kur'an'daki adı (ظهيرة) "Zahire" ya da (صلوت ال وسطي ) "Salut el Vüsta". Kur'an'a göre vakti (=sınırlı süresi); Güneş'in en tepede olduğu andan, günbatımından sonraki alacakaranlık anına değin. Hud Suresi, 114 Bakara Suresi, 187 Bakara Suresi, 238 İsra Suresi, 78
- İkindi Namazı'nın Vakti: "ikindi" "ikinti" sözcüğü Türkçe'de "ikinci" sözcüğünün başka söylenişidir. Bu namaz adını, bu namaz vakti için fıkıhçılarca öğlenin ikinci vakti sayılmasından kaynaklanır. Fıkıhçılara göre adı " صلوت ال عصر Salat ül Asr" dır. Ancak tuhaflık şu ki " asr عصر(ayn sad re)" sözcüğü Arapça'da "yüz", "yüzyıl" anlamına gelir, fıkıhçılar inanılmaz bir zorlama ile Arapça'da "akşamüzeri" anlamına gelen "asl اصل(elif sad lam)" sözcüğünü "asr عصر(ayn sad re)" sözcüğüne dönüştürmüşlerdir. Fıkıhçılara göre, öğle namazı vaktinin bitiminden güneş batıncaya kadar olan zamandır. Bu namazı, hadisçilere ve fıkıhçılara göre Peygamber farz yapmıştır.
- Akşam Namazı'nın Vakti: Fıkıhçılara göre, Güneş battıktan sonra başlayıp güneşin battığı yerde meydana gelen kızıllık kayboluncaya kadar olan zamandır, buna göre yılın altı ayında 49.5° enleminin kuzeyinde günbatımı olmadığından buralarda fıkıhçıların koyduğu ölçüt geçersiz kalır. Fıkıhçılara göre adı "Salatü'l Mağrib صلوت ال مغرب" dir.
Kur'an'a göre alacakaranlıktan gündoğumundan önceki alacakaranlığa kadardır, bu durum 49.5° enleminin kuzeyinde de sürekli geçerlidir. Kur'an'daki adı ( صلوت ال عشاء) "Salut el Aşâ" ya da "Salut el Işâ" dır. Kur'an'a göre vakti; günbatımından (gurub) sonraki alacakaranlıktan, gündoğumundan (tulû') önceki alacakaranlığa (tan ağarması, şafak atması, şafak sökmesi) değin.
- Yatsı Namazının Vakti: Akşam namazının vakti çıktıktan sonra başlayıp sabah namazının vakti girinceye kadar devam eden zamandır.Bu namazı da hadisçilere ve fıkıhçılara göre Peygamber farz yapmıştır. Fıkıhçılara göre adı "Salatü'l Işa" dır. Fıkıhçılara göre 49.5° enleminin kuzeyindeki yerleşim yerlerinde yatsı namazı yılın altı ayı boyunca farz değidlir, buralarda yılın altı ayı için fıkıhçıların uydurma hadislere göre koyduğu ölçütün karşılığı olan Güneş'in batı ufkundan 18° aşağıda olması şartı gerçekleşmez. Bu şu anlama gelir, Allah, bu bölgeleri bilmiyor olmalı ki, beş vakit namazı buralara da farz kılmış. Oysa işin aslı şudur ki Kur'an'da "üç vakit namaz" farz kılınmıştır.
- Vitir Namazı'nın Vakti: Vitir namazının vakti de yatsı namazının vaktidir. Ancak vitir namazı, yatsı kılındıktan sonra kılınır. Fıkıhçılara göre bu namaz, secdeleri 3 kez yapılan iki oturuşlu bir, deyim yerindeyse 1,5 namazdır. Bu namaz, Kur'an'a göre emir ya da tavsıye biçiminde belirtilmemiştir. Mevsimlere göre gecenin; gündüzün üçte biri, yarısı, yarısından daha az olduğu durumlara göre, geceleyin kalkılırsa kılınabilecek ama kılınması şart, borç olmayan fıkıhçı deyimiyle "vacip" olan, rekat sınırı olmayan bir namazdır, Müzzemmil Suresi, 20.
- Cuma Namazı'nın Vakti: Öğle namazı vakti içinde vaktin başlama anından başlayarak, yerel yetkilinin belirlediği saatte topluca kılınır. Cuma Suresi, 1 ayetine göre "Ey o iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığınızda/namaz için toplandığınızda, Allah'ın zikrine KOŞUN..." denmesi yüzünden, Cuma günü kılınan Öğle Namazı tam vaktinde kılınmalıdır. Kur'an'a göre; Cuma günü haftalık toplantı günü olduğundan, Cuma günü namazı mülki ya da siyasi otorite kıldırır, Cuma günü kılınan Öğle namazına Cuma namazı denir. Kur'an'a göre bütün farz namazlar gibi Cuma namazı da 2 rekat'tır (secdeleri iki kez yapılan tek oturuşludur). Hans von Aiberg'den sonra Diyanet İşleri eski başkanı Prof. Süleyman Ateş de Nisa Suresi, 102 ayeti gereği namazların "iki rekat" olduğunu yazdı. Bu namaza sonradan, Cuma namazının belli mesafe içinde tek yerde, ayni zamanda kılınması gerekliliği yüzünden, eşzamanlı olamaz kaygısıyla, ayrıca yeniden standart öğle namazı eklenmiştir. Oysa şimdiki fıkıhçılar neredeyse herkesin kolunda bile saat olmasını delil göstererek, artık bu kaygının gereksizliğini söylemektedirler.
- Teravih Namazı'nın Vakti: Yatsı namazının vaktidir. Bu namaz fıkıhçılarca konmuş bir namazdır. İşin aslı şudur; Allah'ın Elçisi Muhammed SalatSelam, Ramazan ayında bir kadir gecesinde akşam namazını kıldıktan sonra, kendi isteği ile namaz kılmaya başlar, arkasındakilerin de bunu yapması üzerine kızıp, mescidi terkeder, işte bu namazı, üstelik her geceye yayarak, kimi yerlerde ( Bangaledeş, Hindistan...) 100 rekat, kimi yerlerde 20 rekat namaz haline getiren fıkıhçılar ile hadisçiler, bunu Ömer'e dayandırılan uydurma bir habere göre bu namaz peygamberin sünnetidir demişlerdir.
- Bayram Namazı'nın Vakti: Bayram günleri sabahleyin güneşin doğuşundan yaklaşık 50 dakika geçtikten sonra başlayıp güneşin tepe noktasına gelmesine kadar devam eden zamandır. Bunun namaz olduğu yanlıştır, Siyer'e göre Resulullah SalatSelam, Bayram günü yalnızca rüku etmiştir, oysa secdesiz namaz olmaz.
Her namaz, kendi vakti girdikten sonra kılınır. Vakti girmeyen namaz kılınmaz. Her namazın kılınma vakti, kendi vakti girdikten sonra başlar, bir sonraki namazın giriş vaktine kadar devam eder. " Salat var ya salat (namaz) mü'minlere vakitli (sınırlı süreli) yazılmıştır. "Nisa Suresi, 102 Fıkıhçıların geleneğine göre Güneş'e tapanların yaptığı gibi yapmamak adeti gereği, Güneş doğarken, tepe noktasında iken, batarken hiç bir namaz kılınmaz.
[değiştir] Namaz rekatları
Rekat kelimesi, Kur'an'da yoktur. Öte yandan bu kavram, Arap alfabesi Kur'an'dan çok sonra çıktığı için, Arapça'ya göre "RKA, re kef ayn رك ع" kökü ile yazıldı, ancak bu kez de "RKA, re kef ayn" kökü ile anlam ilgisi yoktur, bulunamamıştır, bu da sözcüğün Arapça olmadığının kanıtıdır. Bu yüzden de "ركعت ya da ركعة" biçiminde yazılması/okunması yanlıştır. Sözcük, Araplar'ın Hindî dediği Sanskritçe kökenindendir, "re-kat", " yinelenen kat" , Türkçe'de "bir kat giysi" derkenki gibi.
[değiştir] Namaz nasıl kılınır?
Niyyet, Nahl 16/98 ile Neml 27/29,30 gereği euzü besmele( euzü billah bismillah ya da euzübillahimineşşeytanirracimi bismillahirahmanirrahim) ile namaz kılmaya niyyet edilir. Örnek "fecir salatını ikamet etmeye / sabah namazını kılmaya" diye.
Kıyam, ayakta durulur.
Kıyam sırasında İftitah tekbiri alınır, çok eski İslamlık'tan önceki bir gelenekten olarak, şart olmaksızın eller iki yana kaldırılır, (elleri kaldırmak şart olamaz, elleri olmayanlar da olabilir.) Tekbir alınır/ "Allahü ekber" denir.
Gene Kıyam sırasında İfittah tekbiri'nden sonra Kıraat edilir, Müzzemmil Suresi 20. ayet gereği, Kur'an'dan kolaya gelen/bilinen bir kısım okunur. (Resulullah Muhammed SS'ın dediğine göre "fatihasız namaz olmaz", "Fatiha/Açılış/Başlangıç Suresi", "İkra" diye başlayan ilk vahiydir. euzü billah bismillah ikra bismi Rabbi ke'llezi halaka, halaka'l insane min alakın ikra. ve Rabbü ke'l ekrem'üllezi alleme bi'l kalemi alleme'l insane ma lem ya'lem nun ve'l kalemi ve ma yesturune.)
Kıraat'tan sonra, tekbir ile Rüku edilir.
Rüku, dik durma/dikilme durmunun bozulması demktir, hafifçe kamburlaşmak demektir. Bu sırada Tesbih edilir/ "Sübhanallah ya da Sübhane Rabbiye'l Azim" denir.
Rüku'dan sonra yeniden doğrulurken gene Tekbir getirilir/ "Allahü ekber" denir. Sonra da tekbir ile secdeye gidilir.
Secdeteyn, iki kez alnını yere değdirmek demektir. Bu sırada Tesbih edilir / "Sübhanallah ya da Sübhane Rabbiye'l a'lâ" denir. Secdeteyn sırasında iki secde arasında mecburi Ka'de / oturuş vardır. İki secde arsında gene secdeden kalkarken ve giderken tekbir alınır.
"Secdeteyn" den sonra gene Tekbir ile İkinci Kıyam'a kalkılır / ayağa kalkılır.
İkinci Kıyam'da gene istenirse Kur'an'dan kolaya gelen bir kısım Kıraat edilir. Sonra [Tekbir]] ile [Rüku]] edilir, [Tesbihat]] edilir. Tekbir ile Kıyam edilip, Tekbir ile Secdeteyn'e gidilir, Tesbihat edilir. tekbir ile secdelere gidilip gelinir. İkinci secde bitince istenirse Kıraat edilir. Vahiy Başyazmanı, Resulullah Muhammed SS'ın bu sırada Kur'an'dan sure okuduğunu nakletmektedir. Bu Kıraat yapılsın ya da yapılmasın, çevredekilerin namazın bittiğini anlaması için, önünden kimsenin geçmemesi engelinin kalktığını gösterilmesi için sağ ve sola Selam verilir / bu yalnızca "selam" sözcüğünden ibarettir. "EsSelamü aleyküm ve rahmetullah" ya da başka bir cümle söyleneMEz.
[değiştir] Namazda ne okunur?
Kur'an'da Müzzemmil Suresi 20. ayete göre, namazda yalnızca Kur'an'dan okunur. Namaz içinde SübhaneKe duası, Fatiha'dan sonraki "amin" sözcüğü, Ettehıyyatü, Salli, Barik, Rabbena duaları okunamaz. Rüku yaparken söylenen "Semia Allahü li men hamide Hü" ile "Rabbena le Ke l hamd" okunamaz.
Oysa fıkıhçılara ve hadisçilere göre, bu Emevi eklemeleri okunabilir. Fıkıh kitaplarında "semia Allahü li men hamide Hü" cümlesini Muaviye'nin, "Rabbena le ke l hamd" cümlesinin Yezid tarafından konduğu da yazılıdır. Aslında şimdiki anlamda fıkıhçı-hadisçi olmayan ve tıpkı İmamı azam Ebu Hanife gibi mezhep kurmamış olan İmam Malik, namaz içinde dua okumanın namazı bozacağını söylemiştir.
NAMAZIN VAKTİ | İLK SÜNNET | FARZ | SON SÜNNET | VİTİR | TOPLAM |
SABAH | 2 | 2 | - | - | 4 |
ÖĞLE | 4 | 4 | 2 | - | 10 |
İKİNDİ | 4 | 4 | - | - | 8 |
AKŞAM | - | 3 | 2 | - | 5 |
YATSI | 4 | 4 | 2 | 3 | 13 |